26 Mayıs 2014 Pazartesi

Ecocotton,Evteks Fuarında stant açan 1000 firma arasında yerini aldı

      Türkiye Ev Tekstili ve Sanayicileri Derneği’nin ( TETSİAD) CNR Uluslar arası Fuarcılık işbirliği ile düzenlediği ve dünyanın kendi alanındaki en büyük ikinci fuar olan ‘ İstanbul Ev Tekstili Fuarı ’ 20’inci kez kapılarını açtı.
Ecocotton, 160 bin metrekare alanda gerçekleşen Evteks Fuarında stant açan 1000 firma arasında yerini aldı. Denizli’den 85 firmanın yanı sıra Denizlili işadamlarının dünya markası haline gelmiş ürünlerinin dev stantlarla sergilendiği Evteks’e ilgi üst düzeyde.
            Ecocotton bu yıl yine özenle hazırlanan koleksiyonunu fuarda ziyaretçileriyle buluşturuyor. Koleksiyon, özgün tasarımları, estetik çizgileri, %100 ekolojik ürünleriyle ziyaretçilerinden tam not aldı. Yeni koleksiyonunda doğanın pastel renklerini nevresim takımları, havlu bornoza yansıtan marka, tabiatın saflığını ve eşsiz renklerini koleksiyonlarında, özgün tasarımlarıyla harmanlayarak tüketicilerine sunmaya devam edecek.
            Zengin koleksiyonuyla her zevke hitap eden marka, tüketicilerine modayı kalite ve sağlıkla sunmayı başarıyor. Müşteri memnuniyetine önem veren Ecocotton, tüketici talepleri doğrultusunda ürün gamını genişletmekte. Bebek koleksiyonunun ardından çocuklar için özel olarak hazırlanan çocuk koleksiyonunu da üretimine başlayan firma tasarımlarıyla, küçük hanım ve beylerin dikkatini çekerken, kontrollü üretim aşamalarından geçerek organik ürün sertifikası taşımasıyla da çocuğunun sağlığına düşkün ebeveynlerin beğenisini kazanacak.

            21-25 mayıs tarihleri arasında yapılan fuarda yoğun ilgiyle karşılaşan Ecocotton Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uzunoğlu Evteks fuarı, sağlıklı iş görüşmelerinin yapılması, önemli iş bağlantılarının kurulması anlamında verimli geçtiğini, ve bunun yansımasının tekstil sektörüne pozitif olacağını belirtti.


7 Mayıs 2014 Çarşamba

Doğayla İşbirliği: Organik Tekstil

       "Organik Tarım,  ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup; üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Organik tarımın amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağğını korumaktır. 
Organik tarım geçmişi 20. yüzyıla dayanmaktadır. Çevre bilinci ve dünya geleceğinin tehlikeye girmesi gibi konuların gündeme gelmesi organik tarımın 1.ve 2. Dünya savaşları sırasında popüler olmasını sağlamıştır.1950 yılından sonra A.B.D’nin Marshall yardımı ile önemini yitirmiştir. 60’lı yılların sonunda Avrupa Topluluğu’nun kurulması ve uyguladığı tarımsal destekleme politikaları, 1970 de pestisitlerin ve kimyasal gübrenin keşfi organik tarımın önemini yitirmesinde rol oynamıştır.
‘Yeşil Devrim’ olarak adlandırılan bu tarımsal üretim artışı, dünyadaki açlık sorununa bir çözüm getirmediği gibi doğal dengeyi ve insan sağğını süratle bozduğu ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda bilim çevreleri sivil toplum örgütlerinin baskısıyla 1979 yılından itibaren A.B.D’den başlayarak tüm dünyada pesti sit kullanımını yasaklamıştır.
Danimarka’da 1980’li yılların ortalarında yeraltı sularında tehlikeli boyutlarda yüksek nitrat düzeylerine rastlanması ve başlıca nedenler olarak çiftlik gübresi ve sentetik gübrelerin yanlış kullanılmasının belirlenmesi çevre kirliliği ile ilgili tartışmaların giderek artmasına yol açmıştır. Bu durum organik tarımı,1980 yılından sonra tüketicilerin baskısıyla aile işletmeciliği şeklinden çıkarak ticari bir boyut kazandırmıştır.

Ülkemizde organik tarım faaliyetleri 1986 yılına Avrupa’daki gelişmelerden farklı şekilde, ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda, ihracata yönelik olarak başlamıştır.
Geleneksel tarımdan organik tarıma geçişte Avrupa ülkelerindeki durum irdelendiğinde bunun tabandan gelen bir yaklaşımla olduğu görülmektedir. Yapılan anketlerde organik tarımın çevreye ve insan sağlığına olumlu etkilerinin olması, tüketicilerin organik üretilmiş ürünlere belirli bir fiyat farkı ödemeye hazır oldukları belirlenmiştir. Organik ürünlerin tüketicilerce talep edilmelerinde kişisel sağğa ve özellikle çocukların sağğına verdikleri önem ilk sırada yer almaktadır.


Sağğına önem veren tüketicilerin organik gıdaya olan talepleri tekstil ürünlerinde de kendini göstermektedir. Neden organik sorusunun cevabı aslında modern yaşamın kendisinde gizli. Tekstilde kullanılan kimyasallar, özellikle kanser gibi bağışıklık sisteminde ciddi zararlara ve zamanla mutasyona sebep olan hastalıklara yol açmaktadır. Bu olumsuz etkilerden çekinen tüketiciler doğrudan vücuda temas eden ev tekstil ürünlerinde organik ürünlere yöneliyor.
Sağlıklı yaşamak için tek yapmamız gereken kendine değer vermek ve yüksek standartlarla üretilmiş, sertifikalı organik ürünleri tercih etmek. Organik olmayan herhangi bir ürünle organik olan alternatifini kullandıktan sonraki aradaki ciddi farkı deneyimlemeniz hiç de zor değil.
            Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de organik ürün kullanımı konusunda artan bilinç düzeyi, organik ev tekstili alanındaki talebi hızlı bir ivmeyle yükseltiyor. Çevreye duyarlı, sağğına ve konforuna düşkün bilinçli tüketicilerin talepleri doğrultusunda, organik tekstil ürünleri Türk tüketicilerin karşısına çıkmaktadır.
Kontrol ve sertifikasyon, organik tarımın önemli basamaklarından biridir. İç ve dış piyasalarda bir ürünün organik olarak satılabilmesi için organik ürün sertifikasına sahip olması gerekir. Sertifika sistemi ürünlerin organik standartlara göre üretildiğinin, işlendiğinin paketlendiğinin garantisidir. Bu da tüketiciye güvence vermenin yanında üreticileri ve firmaları da haksız rekabete karşı korumaktadır.

Denizli organik ev tekstil üreticileri  ‘Doğaya karşı gelmiyoruz, doğayla işbirliği yapıyoruz.’ Üretim anlayışıyla dünya çapında oluşturdukları müşteri portföyü sayesinde, bilinçli organik tüketicilerin taleplerine cevap vermeye hazır.


ECOCOTTON 2014 KOLEKSİYONUYLA ZERAFET VE SAĞLIĞI EVLERE TAŞIMAYA DEVAM EDECEK…

                                                




Türkiye'nin ilk organik ev tekstil markası Ecocotton, yeni yılda da tüm farkındalığını gözler önüne seriyor. 2014 yılı için hazırlanan koleksiyon, özgün tasarımları, estetik çizgileri, %100 ekolojik ürünleriyle organik tekstili evlere taşımaya devam ediyor. Yeni koleksiyonunda doğanın renklerinin pastel tonlarını nevresim takımları, havlu bornoza yansıtan ecocotton, tabiatın doğal güzelliklerininin sahip olduğu renkleri tüketicilerinin beğenisine sunmaya hazır.

Gösterişli tasarımlarıyla Ottoman koleksiyonunda ihtişama ve şıklığa vurgu yapan marka, Luxury koleksiyonunda etnik zenginliği yansıtan dantel ve nakış işlemeleriyle göz alan nevresimlerin yanı sıra, 2014 koleksiyonunda Natural ve Marıne koleksiyonlarına yer vermeye devam edecek. Bununla birlikte koleksiyona yeni katılan baharın gelişini müjdeleyen renklerden oluşan baskılı saten nevresim takımlarıyla, her mevsim tazeliği ve baharın pozitif enerjisini evlerinize yansıtacak, tasarımlarıyla da kendinden söz ettirecek.

Tüketicilerini her koleksiyonda, modayı kalite ve sağlıkla sunan Ecocotton’un 2014 koleksiyonunda öne çıkan tasarımlardan biri de keten ve satenin ahenkli uyumu Hera ve Patara. Bu özgün tasarım sağlığına düşkün, aynı zamanda da şıklığından ödün vermeyen bilinçli tüketicilerin ilgi odağı olmaya aday görünüyor.
Tüketici talepleri doğrultusunda Ecocotton,ürün gamına çocuk koleksiyonunu da ekledi.Çocuklar için hazırlanan koleksiyon, özel tasarımlarıyla küçük hanımların ve beylerin beğenisine hitap ederken, %100 organik olması, kontrollü üretim aşamalarından geçerek organik ürün sertifikası taşımasıyla da ebeveynlerin beğenisini kazanacak.